bugün

entry'ler (500)

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

şimdilik gül, eğlen.

Şu aralar fazla vaktim yok.

365 iddiasını yakın zamanda detaylıca araştırıp döneceğim.

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

Sayma özürlü ben olayım. Tesadüfi olarak 30 u bulmuş olsun.

Çoğul olarak günleri çıkarırsak
380-30=350

Attığı site de "Güneş takvimi 30 ve 31 günlük aylardan oluşurken, Ay’a bağlı takvim 29 ve 30 günlük periyodlardan oluşur.
30, her iki takvimin kesişim kümesidir. Kuran’ın indiği toplumda Ay takvimi kullanıldığını göz önüne alırsak 30 sayısının kullanılması yine anlamlıdır. " gibi bir saçmalıkdan bahsetmiş. Kılıfa uydurmak için.

Ay takvimi 29 ve 30 günlük periyotlardan oluşur demiş evet bu doğru. Yalnız 30x12=360 ediyor.

Her yılda ;

1-Muharrem,
2-Safer,
3-Rebî’ül-evvel,
4-Rebî’ül-âhir,
5-Cemâziyel evvel,
6-Cemâziyel âhir,
7-Receb,
8-Şâban,
9-Ramazan,
10-Şevval,
11-Zilka’de,
12-Zilhicce.
Olmak üzere 12 ay bulunduğuna göre

AY YILI= 29,5 X 12 = 354 gün eder.

Ay takviminde toplam 354 gün var 6 gün yine eksik.

Güneş takviminde 1 yılda 365 gün var.

30x12=360 gün 5 gün daha eksik. Bu ikisinin ortasını bulmaya çalışmak bir kılıfa sokmaya çalışmak saçmalıkdan ibaret. Görüldüğü gibi iki takvime de uymuyor.

354 ile 365 in ortasını bulayım da 360 etsin de sonra da buna mucize diyeyim!

ite kaka mucize. Yersen.

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

Hakka 24 ü de eklemiş doğrudur günler geçer benim arattığım sitede o yoktu. Bu arkadaşın attığı linkteki sayfada eyyam 27 kere geçer deyip ayetleri sıralamış ama ayetler 26 tane!

Lunarliftoff adlı kişi Sitedeki yönetici gibi sayma özürlü herhalde.

Toplam 26 kere eyyam geçiyor. 26+3=29

Mucize bir sayıyla kaçtı ha?

Bana hıncından okumamış diyen adamın daha bakmadan copy paste yapması.

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

Çürüttüğünü sanan lunarliftoff adlı kişi eyyam ve yevmeyn in kur'an-ı kerim de 30 kere geçtiğini söylüyor bakalım öyle mi;

"Yevmeyn" kelimesi 3 kere geçiyor

http://www.kuranmeali.com...literation&sure=hepsi

http://www.kurandaara.com...34&go.y=10&page=1

ilgili ayetlere de bakalım anlamına bakmak için;

Bakara / 203

(Medenî 87) Veżkurû(A)llâhe fî eyyâmin ma’dûdât(in)(c) femen te’accele fî yevmeyni felâ iśme ‘aleyhi vemen teaḣḣara felâ iśme ‘aleyh(i)(c) limeni-ttekâ(k) vettekû(A)llâhe va’lemû ennekum ileyhi tuhşerûn(e)

Anlamı:
Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): "Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin. Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız."

Çoğul anlamında kullanılmış.

Fussilet / 9
Kul e-innekum letekfurûne billeżî ḣaleka-l-arda fî yevmeyni ve tec’alûne lehu endâdâ(en)(s) żâlike rabbu-l’âlemîn(e)

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): "De ki: «Siz gerçekten yeri iki günde yaratanı inkar edip duracak mısınız? Bir de O'na eşler mi koşuyorsunuz? O, bütün alemlerin Rabbidir."

Görüldüğü gibi iki gün diyor çoğul anlamımda kullanılmış.

Fussilet / 12
Fekadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâ-in emrahâ(c) ve zeyyennâ-ssemâe-ddunyâ bimesâbîha ve hifzâ(an)(s) żâlike takdîru-l’azîzi-l’alîm(i)

Anlamı:
Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): "Böylece onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte (bulunan meleklere) işlerine ait emrini vahyetti. Dünya gökyüzünü kandillerle donattık ve koruduk, işte bu, hep o çok güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir."

Burada da iki günde diyor. Çoğul anlamında kullanılmış.

Gelelim "eyyam" kelimesine, 25 kere geçiyor. 25+3=28 Bakalım anlamları çoğul mu?

http://www.kurandaara.com...34&go.y=10&page=1

Bakara / 80
Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdeh(ma’dûdete), kul ettehaztum indallâhi ahden fe len yuhlifallâhu ahdehu(ahdehû) em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Bir de dediler ki: «Bize sayılı bir kaç günden başka asla ateş dokunmaz.» Siz de: «Allah'tan bir teminat mı aldınız? Böyle ise Allah kesinlikle sözünden caymaz, yoksa Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?»

Burada da çoğul anlamında kullanılmış.

Bakara / 184

Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).

Anlamı:
Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Sayılı günler... içinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerden sayısınca tutar. Ona dayanıp kalanlar (dayanamayanlar) üzerine de bir yoksulu doyuracak fidye vermek gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa hakkında daha hayırlıdır. Yine de oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.

Çoğul anlamında kullanılmış.

Bakara / 185
Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!

Burada da "günler" demiş. Çoğul anlamında.

Bakara / 196

Ve etimmûl hacce vel umrete lillâh(lillâhi), fe in uhsirtum fe mesteysera minel hedyi ve lâ tahlikû ruûsekum hattâ yeblugal hedyu mahilleh(mahillehu), fe men kâne minkum marîdan ev bihî ezen min ra’sihî fe fidyetun min sıyâmin ev sadakatin ev nusuk(nusukin) fe izâ emintum, fe men temettea bil umreti ilel haccı fe mesteysera minel hedyi, fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâmin fîl haccı ve seb’atin izâ reca’tum tilke aşaratun kâmileh(kâmiletun), zâlike li men lem yekun ehluhu hâdırıl mescidil harâm(harâmi), vettekûllâhe va’lemû ennellâhe şedîdul ikâb(ikâbi).

Anlamı:
Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Haccı ve umreyi de Allah için tamam yapın. Eğer kısıtlanırsanız o vakit kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. içinizden hasta olana veya başında bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç, sadaka veya kurbandan ibaret bir fidye gerekir. Kısıtlılıktan kurtulduğunuzda her kim hacca kadar umre ile sevap kazanmak isterse ona da kurbanın kolay geleni gerekir. Bunu bulamayana ise üç gün hacda yedi gün de döndükten sonra, toplam on gün oruç tutmak gerekir. Bu hüküm Mescid-i Haram'da ikamet etmeyenler içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın cezası gerçekten çok çetindir.

Üç gün diyor. Yine çoğul anlamında.

Bakara / 203
Vezkurûllâhe fî eyyâmin ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men teaccele fî yevmeyni fe lâ isme aleyh(aleyhi), ve men teahhara fe lâ isme aleyhi, li menittekâ vettekûllâhe va’lemû ennekum ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin. Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız.

Burada da günler diyor. Çoğul anlamında.

Ali imran / 24

Zâlike bi ennehum kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), ve garrahum fî dînihim mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): Çünkü onlar: «Sadece sayılı bir kaç gün dışında asla bize ateş dokunmaz.» demekte ve uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır

Birkaç gün diyor. Yine çoğul anlamımda.

Ali imran / 41
Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâsete eyyâmin illâ remzâ(remzan), vezkur rabbeke kesîran ve sebbih bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Zekeriyya: «Rabbim bana bir alamet ver!» dedi. Allah: «Alametin insanlarla üç gün yalnızca işaretten başka türlü konuşamamandır. Bununla birlikte Rabbini çok an ve akşam-sabah tesbih et!» buyurdu

Üç gün diyor yine çoğul anlamında.

Ali imran / 140
in yemseskum karhun fe kad messel kavme karhun misluh(misluhu), ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs(nâsi), ve li ya’lemallâhullezîne âmenû ve yettehize minkum şuhedâe vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Eğer size bir yara dokunduysa o heriflere de öyle bir yara dokundu. Biz o günleri insanlar arasında evirip çeviririz. Allah'ın sizden iman edenleri bilmesi ve sizden şehitler alması, şahitler tutması için böyle yaparız. Allah, zulmedenleri sevmez

Günler diyor yine çoğul anlamında.

Maide / 89
Lâ yuâhizukumullâhu bil lagvi fî eymânikum ve lâkin yuâhizukum bimâ akkadtumul eymân(eymâne), fe keffâratuhu it’âmu aşerati mesâkîne min evsatı mâ tut’ımûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabeh(rakabetin) fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâm(eyyâmin) zâlike keffâratu eymânikum izâ haleftum vahfezû eymânekum kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihi leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Allah, bilmeyerek yaptığınız boş yeminlerinizden sizi sorumlu tutmaz. Ancak bile bile kendinizi bağladığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bunun da keffareti çoluk-çocuğunuza yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak yahut giydirmek veya bir köle azad etmektir. Bunlara gücü yetmeyen üç gün oruç tutar. işte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti bu! Bununlar beraber, yeminlerinizi gözetin. Allah size hükümlerini böylece açıklıyor ki, şükredesiniz.

Üç gün diyor. Yine çoğul anlamında.

Araf / 54
inne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşı, yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrihi, e lâ lehul halku vel emr(emru), tebârakallâhu rabbulâlemîn(âlemîne).

Anlamı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş): Gerçekte Rabbiniz gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan sonra Arş üzerinde hükümran olan Allah'tır, geceyi gündüze bürür; o onu kışkırtarak takip eder. Güneş, ay ve yıldızlar O'nun emrine baş eğmiştir. iyi bilin ki, yaratmak da emretmek de O'na aittir. Ne ulu, o alemlerin Rabbi olan Allah!

Altı gün diyor. Yine çoğul anlamda.

Yunus / 3
inne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşi yudebbirul emr(emre), mâ min şefîin illâ min ba'di iznihî, zâlikumullâhu rabbukum fa'budûhu, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Rabbiniz O Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş'ı hakimiyeti altına aldı. O'nun izni olmadan hiçbir şefaatçi şefaat edemez; işte Rabbiniz bu vasıfların sahibi olan Allah'tır! O halde O'na ibadet ediniz! Artık düşünmez misiniz?

Yine 6 gün diyor. Çoğul anlamda.

Yunus / 102
Fe hel yentezırûne illâ misle eyyâmillezîne halev min kablihim, kul fentezırû innî meakum minel muntezirîn(muntezirîne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(Sadeleştirilmiş): Onun için, onlar ancak kendilerinden öncekilerin günleri gibi bir gün mü gözlüyorlar? De ki: «Gözleyin ben de sizinle beraber gözleyenlerdenim!»

Günler diyor. Yine çoğul anlamda.

Hud / 7
Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin ve kâne arşuhu alâl mâi li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve le in kulte innekum meb’ûsûne min ba’dil mevti le yekûlennellezîne keferû in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): O, hanginizin daha güzel davranacağı hususunda sizi imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı; Arşı su üstünde idi. Böyle iken Allah bilir ya, sen onlara: «Siz öldükten sonra diriltileceksiniz.» dersen, küfredenler kesinlikle: «Bu apaçık aldatmadan başka birşey değildir!» derler.

Altı gün diyor. Çoğul anlamda.

Hud / 65
Fe akarûhâ fe kâle temetteû fî dârikum selâsete eyyâm(eyyâmin), zâlike va'dun gayru mekzûb(mekzûbin).

Anlamı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş): Derken onu tepeleyip öldürdüler. Bunun üzerine Salih onlara: «Evinizde üç gün yaşayın; işte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir!» dedi.

Üç gün, yine çoğul anlamında.

ibrahim / 5
Ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ en ahric kavmeke minez zulumâti ilân nûri, ve zekkirhum bi eyyâmillâh(eyyâmillâhi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).

Anlamı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş): Andolsun ki, Musa'yı mucizelerimizle: «Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah günleri ile öğüt ver!» diye gönderdik. Şüphesiz ki, bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için birçok ibretler vardır.

Günler diyor. Çoğul anlamda.

Hacc / 28
Li yeşhedû menâfia lehum ve yezkurusmallâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm(en’âmi), fe kulû minhâ ve at’ımul bâisel fakîr(fakîre).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah'ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun.

Burada günler yok ama Elmalılı Hamdi Yazır'ın sadeleştirilmemiş halinde var;

Elmalılı Hamdi Yazır
(Sadeleştirilmemiş hali): Gelsinler kendilerine aid bir takım menfeatlere şâhid olsunlar ve En'am behîmelerinden kendilerine merzûk buyurduğu kurbanlıklar üzerine ma'lûm günlerde Allahın ismini ansınlar da onlardan yeyin ve yoksulu, fakıri doyurun.

Günler geçiyor. Diyanet işlerine bakalım;
Diyanet işleri (eski): Taki kendi menfaatlerine şahid olsunlar; Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun.

Günler geçiyor.

Elmalılı Hamdi Yazır(sadeleştirilmiş - 2): Ta ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahid olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun.

Günler geçiyor. Çoğul anlamda.

Furkan / 59
Ellezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşir rahmânu fes’el bihî habîrâ(habîren).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): O ki, gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattı; sonra Arş üzerine hükümranlığını kurdu; O Rahmandır; hadi ne dileyeceksen O herşeyi bilenden dile!

Altı gün diyor. Çoğul anlamda.

Secde / 4
Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine hükümranlığını kurmuştur. Sizin için O'ndan başka ne bir sahibiniz, ne de bir şefaatçiniz vardır. Artık düşünmez misiniz?

Altı gün diyor. Çoğul anlamda.

Sebe / 18
Ve cealnâ beynehum ve beynel kurâlletî bâraknâ fîhâ kuran zâhiraten ve kaddernâ fîhâs seyr(seyre), sîrû fîhâ leyâliye ve eyyâmen âminîn(âminîne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Biz, onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta şehirler meydana getirmiş ve onlara da düzenli gidiş geliş imkanı sağlamış «Gezin oralarda, geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde!» demiştik.

Burada günler yok. Çoğul anlamı yok. Diyanet işlerine ve Sadeleştirilmemiş haline bakalım.

Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onlarla o feyz-u bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta karyeler meydana getirmiştik ve onlarda muntazam seyr-ü sefer takdir eylemiştik, gezin oralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyyet içinde demiştik.

Burada da günler yok. Gecelerce ve gündüzlerce dolaylı olarak günler sayılabilir. Ama doğrudan bir çoğul anlamı ya da günler geçmiyor. Diyanet işlerine bakalım;

Diyanet işleri: Sebe’ halkı ile bereketlendirdiğimiz kentler arasına (her biri diğerinden) görülen kentler oluşturduk. Oralarda gidiş gelişi belirledik (seyahati kolaylaştırdık) ve onlara da şöyle dedik: “Oralarda gece gündüz güvenlik içinde dolaşın.”

Burada da gece ve gündüz denmiş. Eğer bu çoğul anlamında sayılmazsa 25-1= 24

Fussilet / 10
Ve ceale fîhâ ravâsiye min fevkıhâ ve bârake fîhâ ve kaddera fîhâ akvâtehâ fî erbeati eyyâm(eyyâmin), sevâen lis sâilîn(sâilîne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Hem ona üstünden ağır baskılar (dağlar) yaptı, onda bereketler meydana getirdi ve onda azıklarını dört gün içinde araştıranlar için bir düzeyde takdir buyurdu.

Dört gün diyor. Çoğul anlamda.

Fussilet / 16
Fe erselnâ aleyhim rîhan sarsaran fî eyyâmin nahisâtin li nuzîkahum azâbel hizyi fîl hayâtid dunyâ, ve le azâbul âhirati ahzâ ve hum lâ yunsarûn(yunsarûne).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Biz de kendilerine dünya hayatında zillet azabını tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine sarsar rüzgarı (dondurucu veya çok gürültülü bir kasırga) gönderdik. Elbette ki, ahiret azabı daha zahmetlidir; hem de onlar kurtarılamayacaklardır.

Günler diyor. Çoğul anlamda.

Casiye / 14
Kul lillezîne âmenû yagfirû lillezîne lâ yercûne eyyâmallâhi li yecziye kavmen bi mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Anlamı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş): iman edenlere söyle: Allah'ın cezalandıracağı günlerin (geleceğin)i ümit etmeyen kimseleri bağışlasınlar; çünkü (Allah) her kavmi kazandıkları ile cezalandıracaktır.

Günler diyor çoğul anlamda. Sadeleştirilmemiş haline bakalım.

Elmalılı Hamdi Yazır: Söyle iman edenlere: Allah günlerini ümid etmiyen kimselere mağrifetle muamele etsinler, çünkü her kavmı kesibleriyle cezalandıracak.

Günler diyor. Yine çoğul.

Kaf / 38
Ve lekad halaknâs semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin ve mâ messenâ min lugûb(lugûbin).

Anlamı:

Elmalılı (sadeleştirilmiş): Andolsun ki Biz, o gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı.

Altı gün. Çoğul anlamda.

Hadid / 4
Huvellezî halakas semâvâti vel arda fi sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), ya’lemu mâ yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ ya’rucu fîhâ, ve huve meakum eyne mâ kuntum, vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş): O'dur ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra Arş üzerine hükümranlığını kurdu. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni bilir ve her nerede olsanız sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı görür.

Altı gün. Çoğul.

Hakka / 7
Sahharahâ aleyhim seb’a leyâlin ve semâniyete eyyâmin husûmen fe terâl kavme fîhâ sar’â ke ennehum a’câzu nahlin hâviyetin.

Anlamı:

Elmalılı Hamdi Yazır
(sadeleştirilmiş): Allah, köklerini kesmek için onu yedi gece, sekiz gündüz aralıksız onların üzerine musallat etti. Bir de görürsün o topluluğu ki, o süre zarfında içleri kof hurma kütükleri gibi yıkılıp kalmışlar.

Günler geçmiyor. Sadeleştirilmemiş haline bakalım;

Elmalılı Hamdi Yazır: müsellat etmişti Allah onun üzerlerine yedi gece sekiz gün husûm halinde, köklerini kesmek üzere müstemirren. Bir de görürsün ki o kavmı o müddet zarfında yıkıla kalmışlar. Ve sanki içleri kof hurma kütükleri imişler

Sekiz gün diyor. Çoğul. Diyanet işlerine bakalım

Diyanet işleri: Allah, onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş hâlde görürdün.

Sekiz gün diyor. Çoğul yine.

Sonuç olarak gördük ki lunarliftoff adlı kişinin kesin bir dille "eyyam ve yevmeyn kelimeleri 30 defa geçer" sözü çürümüş oldu. Eyyam 25 kere biri dolaylı sayılırsa çoğul anlamda geçiyor. Yevmeyn ise çoğul olarak 3 kez geçiyor. 380 kez yevmin tüm formlarını gösteren site çoğul anlamındaki günler i çıkarırsak 380-28= 352 oluyor. Birde eyyam ve yevmeyn 30 kez geçiyor demişti arkadaş toplam 28 kez geçtiğini anlamlarıyla görmüş olduk.

Kimse araştırmaz diye salla tabii kim bakıcak.

Baktık ve gördük.

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

Hadi bakalım gün kelimesi "yevm" kur'an-ı kerimde 365 kere geçiyor mu;

http://www.kurandaara.com...o=&go.x=16&go.y=9

http://www.kuranmeali.com...literation&sure=hepsi

Ne oldu şimdi gördün mü 365 i? Yani bunun mucize ile alakası yok arkadaşım.

illa sayısal mucize arıyorsan;

https://m.youtube.com/watch?v=YaNGvnULhmM

kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler

sayısal tesadüflere mucize diyenler için (bkz: tonton ve arkadaşları)

en taşaklı dizi karakteri

görsel

mike ehrmantraut

kova burcu erkeği

Olmayandır. Burçlar bir tesadüften ibarettir. Çıkar ya da çıkmaz. Bu yüzden dünyanın en büyük ikinci yalanıdır. insan kendini kandırmayı, bir kılıfa sokmayı mantıksal bir temeli olmadığı halde ne çok seviyor yahu.

solcular neden adam yerine konulmuyor

Bugünde sol u dine bağlayan asalakları gördüğümüz başlıkdır. Din üzerinden yargıla canım ne olacak!

Solcu da bizim sağcıda. Sahip çıkmayı bilmeli önce. Ötekileştiren bu yobaz kafa oldukça, ota boka dinsel temel arayan örümcek beyinliler oldukça bırak adamı insan yerine koymazlar. Sen başka bir yaratık olursun.

en huzurlu yer

Yalnız olduğun yerdir.

türk kızı yerine suriyeliyle evlenmek

çöl bedevisiyle evlenerek türklüğüne, türk harsına zarar verecek kadar omurgasız ve şuursuzların yapacağıdır.

gittikçe araplaşan türk milleti

Türk sanat müziğiymiş. Osmanlıcı olupta osmanlı saray müziğinin bizans(rum) müziğiyle tıpatıp aynı olması https://youtu.be/4ZTBFKcBB5A

O gecelerde söylenen camilerden söylenipte televizyonda izlediğin ilahilerin bile ortadoks ilahileriyle aynı olması https://youtu.be/oGJcF7FFrBA

Bunlar hep bizansın mirasları rumun mirasları söylediğin ilahi ezgisi bile rumlardan alınma iken biz yeni rumlaştık dersen adama gülerler.

Türk milleti giderek araplaşıyor. Araplaşmayanlar inancını kendi yaşayan, tarikat ve cemaat denen şirk pislik yuvalarına bulaşmayan, dini kimliği herşeyin önüne koymayan, şekilci olmayanlardır. Selamun aleyküm bile şalom aleukum dan yahudilerin selamlaşmasından geliyorken, aynı şekilde çarçafda yahudilerden geliyorken bazı ahmaklar müslüman olmak ne zaman araplaşmak oldu diyorlar hala. Dinden bahsedip vatandan bahsedenler bu vatanın kurucu değerlerine, vatani değerlerine saygı göstermiyorsa vatanseverliğini sorgulamalı en önce.

Adam olan nankör olmaz. Adamlık budur.

gittikçe araplaşan türk milleti

Çağdaşlık ayağıyla rumlaşmadık, osmanlı müziği dediğin bile bizans müziği iken rumlaşmaktan bahseden kuş kadar zekası olmayanları gösteren başlıktır.

aslen türk olmayan türkçüler

Bak bak şu mezopotamya eşeklerine bak hala ziya gökalp de diyarbakırlıdır diyor neymiş onda da kürtlük varmış ee o yüzden soy önemli değilmiş de bilmem ne. Yalandan bide milliyetçilik taslıyor bak bak.

Ziya Gökalp aslen çermikli idi. O zamanlar 3.000 nüfuslu küçük bir kasaba olan çermik, tamamen türktü.

aslen türk olmayan türkçüler

Ziya gökalp diyen sığır diyarbakır da türk nüfusu da vardı. Hem bak ne demiş ziya Gökalp,

Ben Türküm! diyorsun, sen Türk değilsin!

Ve islamım! diyorsun, değilsin islam! KURT

Ben, ne ırkım için senden vesika,

Ne de dinim için istedim ilam!

Türklüğe çalıştım sırf zevkim için,

Ummadım bu işten asla mükafat!

Bu yüzden bin türlü felaket çektim,

Hiç bir an esefle demedim: Heyhat!

Hatta ben olsaydım: Kürd, Arap, Çerkes;

ilk gayem olurdu Türk milliyeti

Çünkü Türk kuvvetli olursa, mutlak,

Kurtarır her islam olan milleti!

Türk olsam olmasam ben Türk dostuyum,

Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!

Çünkü benim gayem Türkü yaşatmak,

Seninki öldürmek her yaşatanı!

Türklük, hem mefkurem, hem de KANIMDIR:

SIRTIMDAN ALINMAZ, ÇÜNKÜ KÜRK DEĞiL!

Türklük hadimine "Türk değil!" diyen

Soyca Türk olsa da "piçtir", Türk değil!

cahil çomar dolu bir şehirde yaşamak

Müthiş bir kıskançlık duyarlar. Senide çekmek isterler aşağı yükselmeni birşeylerin farkında olmanı istemezler. Kız çocuklarını okutmayan zihniyet de bunun tıpatıp aynısıdır. Kızının kendisinden yüksek olmasını istemez. Bunu bilerek okumaya göndermeyen insanlar için söylüyorum.

Birde kıt beyinleriyle aşağılamaya dalga geçmeye çalışırlar okuyacaksın da ne olacak gibi.

türk insanının maziyle olan bağını koparamaması

Maziden kopmak, soyundan kopmak demektir. Bu insanın kendine yapacağı en büyük kötülüklerden biridir. Onların ışığında gitmek için kopmamalısın. Eğer koparsan bir ışık kalmaz.

recep tayyip erdoğan olmasaydı ülke parçalanmıştı

büyük ortadoğu projesini bilmeyen cahil beyanıdır.

ne kadar araplaşırsan o kadar müslüman olursun

Çocuklarına arapça isim verip sevap kazanacağını sanmak da büyük acizliktir. ibadetin özü arapça diyen soytarılar var hala. Basit bir çağrı olan Ezanı kutsallaştıranı mı dersin hala allahın 99 ismi var diyip sıfat ile isim arasındaki farkı bilmeyen embesiller mi dersin var da var.

Bunların sebebi cahilliktir. insanlar kendi dinini doğru dürüst bilmiyorlar ki sapıtıyorlar. Adam ahlakı islamla özdeşleştirmiş. Müslüman olmayana ahlâksız yaftası yapıştırıyor hemen. Bunlar ufak sorunlar da değil. Böyle böyle büyüttüler tarikatleri cemaatleri. Sahtekârlar.

mahmut ustaosmanoğlu

görsel

Bak bak bide Efendi hz. Yazmışlar bu ne rezillik. Vahiy mi gelmiş adama haberimiz yok. Bütün cemaatlerin kökü kazılmalıdır. insanlar dinini yaşayamıyor. Tanrı ile aralarına birilerini koyup dini yaşıyoruz diyorlar.